Yapımcı, senarist ve yönetmen Osman F. Seden'in çocukluğundan 1922'de Türkiye'nin ilk özel film şirketini kuran babası Kemal Seden, amcası Şakir Seden ve maaile bir stüdyo hatıra karesi, 23x17 cm, paspartusunda 36x30 cm
İlk sinema faaliyetlerine 1914’te başlayan Kemal Seden ve kardeşi Şakir Seden, dayıları Ali Rıza Öztuna’yı ikna ederek Türkiye'deki ikinci Türk sinema salonunu açtılar. Bu sinema salonuna daha sonra yenileri de eklendi. 1922 senesinde kendi film stüdyolarını kurmaya ve yerli film üretimine geçmeye karar veren Kemal ve Şakir Seden, Haliç kıyılarında bulunan Feshane fabrikasının dikimevi bölümünü askeriyeden kiralayarak “Kemal Film Stüdyosu”nu kurdular. Böylelikle Türk sinema tarihinde yeni bir dönem açılmış oldu. Bu arada Kurtuluş Savaşı sırasında cephede birçok Kemal Film jurnali çektirildi.
1922’de Kemal Seden yapımcılığında gerçekleştirilen ilk film, Muhsin Ertuğrul’un çektiği “İstanbul’da Bir Facia-ı Aşk” filmiydi. İlgi gören filmin Türk sinemasındaki en önemli özelliği konusunun gerçek bir olaydan alınmış olmasıyla Türk sinemasında ilk kez gerçekçilik çabalarının başlatılmış olmasıdır. Muhsin Ertuğrul'un, Kemal Film yapımcılığında “Boğaziçi Esrarı (Nur Baba)”, Halide Edip Adıvar'ın “Ateşten Gömlek” romanı, “Kız Kulesi’nde Bir Facia (Kız Kulesi Faciası)” (1923), “Leblebici Horhor” (1923) ve “Sözde Kızlar” (1924) olmak üzere çektiği altı film, Türk filmciliğine gerçek anlamda girişi sağlamıştır.
Kemal Film; Columbia, Universal, Republic, RKO, United Artists ve Walt Disney film şirketlerinin Türkiye distribütörlüğünü yürütmekteydi. 1941'de Kemal Seden öldü. Kemal Seden'in o yıllarda Alman Lisesi'nde okuyan oğlu Osman F. Seden, Kemal Film'de çeviri ve dublaj işlerinde çalışmaya başladı. Osman F. Seden'in amcası Şakir Seden'i ikna etmesiyle Kemal Film tekrar film yapımcılığına döndü.