CANLI MEZAT >>> 5 Eylül 2024 Perşembe günü yapacağımız KARMA MÜZAYEDEMİZE sayfanın üst tarafında sağda gördüğünüz sayacın bitimine kadar (Yaklaşık saat 20:30) SADECE İNTERNET ÜZERİNDEN pey verebilirsiniz.
"M.Fuat Başar 1990" İmzalı Ebru, 25x34.5cm
Fuat Başar(Doğum 1953 )
Tıp tahsili yaparken 1976 yılında hüsn-ü hat ile meşgul olmaya başlamıştır. Çeşitli zorluklarla yazıya devam etmiş bir süre sonra Hamid Aytaç ile tanıştıktan sonra öncelikle mektuplaşarak sonra hocasının atölyesinde eğitim almıştır. Aynı dönemlerde ebru sanatına da ilgi duyarak araştırmaya başlamıştır. Bu sürede ebrucu Mustafa Düzgünman ile de tanışarak ebru eğitimi almıştır. 1980 yılında İstanbul'a yerleşen sanatçı Hamid Aytaç'dan yazı, Mustafa Düzgünman'dan ebru icazeti almıştır. Bir yandan müzik ve edebiyatla da ilgilenen sanatçının henüz yayınlanmamış çok sayıda şiirleri bulunmaktadır. Yazı, ebru ve şiir alanlarında çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Yurt içi ve yurt dışında sayısız sergi açmıştır. Yerli ve yabancı çok sayıda koleksiyonda ve bir kısım müzelerde eserleri bulunmaktadır.
Mustafa Düzgünman ( 1920-1990 ) Ebru , İmzasız , 49x33cm , 6cm Yırtılma Mevcut
MUSTAFA DÜZGÜNMAN
9 Şubat 1920'de İstanbul Üsküdar'da Sultantepe'de doğdu. Babası, aynı semtteki Abdülbâki Efendi ve Aziz Mahmud Hüdâyî camilerinin imamlığını yapan Sâim Efendi'dir. İlk tahsilini tamamladıktan sonra babasının Üsküdar çarşısındaki aktar dükkânında çalışmaya başladı. Bu sırada annesinin dayısı hattat Necmeddin Okyay onu, hocalık yaptığı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Türk Tezyinî Sanatları Bölümü'ne kaydettirdi (1938). Burada Necmeddin Okyay'dan eski tarz cilt ve ebru öğrenerek kısa zamanda kabiliyetiyle dikkati çekti, diğer kıymetli hocalardan da faydalandı. Ancak hayat şartları sebebiyle bir müddet sonra okuldan ayrılarak tekrar baba mesleği olan aktarlığa döndü. Vefatına kadar titizlikle sürdürdüğü bu meslekte işinin ehli güvenilir bir esnaf olarak tanındı.
Akademideki talebeliği yıllarında "şemse" denilen klasik cildin güzel örneklerini imal eden Düzgünman, bir müddet sonra o sırada çok az meraklısı bulunan bu sanatı da terketmek zorunda kaldı. Özellikle 1957'den itibaren daha fazla zaman ayırdığı ebruculukla meşguliyetini ise ölümüne kadar sürdürmüştür.
Çeşitli konularda yeniliğe açık olduğu halde ebru sanatında klasik anlayışa sımsıkı bağlı kalan ve bu hususta modern uygulamalara iltifat etmeyen Düzgünman, ebruculukta kendisini geçtiğini söyleyen hocası Necmeddin Okyay'ın bu sanata kazandırdığı çiçekli ebru çeşitlerine papatyayı eklemiş, ayrıca çiçek şekillerini de ıslah etmiştir. 1940'ta başlayıp ölümüne kadar elli yıl süren ebruculuğu sırasında 1967'den itibaren çeşitli sergiler açan ve bazı sergilere katılan Düzgünman, hem eserleriyle hem de yetiştirdiği öğrencilerle bu sanatın tanınmasına ve yayılmasına hizmet ederek son otuz beş yılın ebruculuğuna âdeta damgasını vurmuş bir sanatkârdır.
Mustafa Düzgünman, ebru sanatı dışında dinî mûsikiyle de meşgul olmuş ve tasavvuf zevkini Hâfız Eşref Ede'den almıştır. Muzıka-yi Hümâyun'da yetiştiği için "Mızıkalı" lakabıyla anılan Hâfız Muhittin Tanık, Üsküdar'daki Çarşamba Rifâî Dergâhı şeyhi Hayrullah Tâcettin Yalım ve Üsküdar Rifâî Âsitânesi şeyhi Hüsnü Sarıer gibi kıymetli hocalardan istifade etmiştir.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi